II.
Meşrutiyet döneminin önde gelen İslamcı fikir adamlarından Şehbenderzade
Filibeli Ahmed Hilmi’nin yazdığı “A’mâk-ı Hayal”, maddeci görüşe karşı ruh ve kâinatın
sırrını, yaratılışın gayesini konu eden bir eserdir. Şüphe içindeki bir insanın
tasavvufi olgunlaşma hikâyesini anlatır.
Tahsilli
bir genç olan Râci’nin anlam aramak için bilgi edindikçe kendisini şüphe ve
sürekli bir huzursuzluk içinde bulması ve ardından şehrin mezarlığında yaşayan
Aynalı Dede’yle karşılaşıp her görüşmede şüphelerinden biraz daha kurtulmasının
hikâyesi bize bölüm bölüm hayali ve hakiki yolculuk hikâyeleriyle verilir.
Buddha, Zerdüşt, simurg, Anka kuşu gibi Doğu düşünce tarihi ve masal dünyasına
ait varlıklar da bu görüşmelerde konu edilir.
Eserde
fikirler “Râci’nin Hatıraları” ve “Manisa Tımarhanesi” başlıkları altında
verilirken bölümler bizi mezarlıklardan akıl hastanelerine dek birçok mekâna
sürükler.
“A’mâk-ı Hayal”, tasavvufi edebiyatımızın insanın varlığını arama gayesini konu eden önemli ve mutlaka okunması gereken eserlerinden birisidir.
Hazırlayan: Fatih
Altuğ