Çamlıca bahçelerinde arabayla gezinti, Beyoğlu sokaklarının alafranga mağazaları, terzi ve kunduracılar… 1900’lerin başının İstanbul hayatını mirasyedi ve “abartılı bir alafranga” karakter olan Bihruz Bey’in merkezdeki hikâyesinin fonunda anlatan “Araba Sevdası”, Türk edebiyatının ilk realist romanı kabul edilir. 1896’da Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanmaya başlayan eser, 1898’de kitaplaştırılır ve hemen klasikler arasına girer.
Fransızcayı yalan yanlış konuşan, Batı özentisi Bihruz Bey’in yapmacık tavırları, gerçeğine değil de aslında “kafasında çizdiği” Periveş’e duyduğu aşk bize eğlenceli bir romanı okumanın zevkini verirken arka planda “Batılılaşma ama nasıl bir Batılılaşma?” sorusunu sordurur.