“Fatıma’m!
İzin ver, sana biat
edeyim.
Kalbim yanıyor, şu
aşkı zor kaldırıyorum. Kabul et beni gönlüne. Birlikte biat edelim aşka.
Paylaşalım çilesini.
Son âna kadar olsun
akdimiz, Fatıma’m.”
Tüm hayatı denizlerde geçen, İspanyol ve Venedik donanmalarına karşı büyük zaferler kazanarak Avrupalı denizcileri titreten ve Akdeniz’in bir Türk gölü olması için yıllarca mücadele eden büyük bir denizci:
Turgut
Reis, nam-ı diğer Dragut. Osmanlı İmparatorluğu’nun üç kıtaya hükmettiği bir
dönemde, ticaret yolları üzerinde bulunan denizler ondan sorulurdu. Turgut
Reis, 22 parelik donanması ve ona gönülden bağlı cevval leventleriyle birlikte
tüm Akdeniz’de İslam’ın bayrağını dalgalandırdı. Bu büyük denizci hiç kimseye,
hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun en kudretli padişahlarından Kanunî’ye bile biat
etmedi. Ta ki Fatıma ile karşılaşana dek...
Siyasi
Bilimler profesörü ve yazar Mim Kemal Öke, “Biat” adlı romanında çocukluğundan
bugüne “kahramanı” olan Turgut Reis’in son seferinden çocukluğuna uzanarak
hayat hikâyesini anlatarak kendi ifadesiyle “vefa borcunu ödüyor”. Tüm hayatını
denizlerde geçiren, Osmanlı’nın yükseliş döneminde deniz korsanlığından Akdeniz
leventleri komutanlığına kadar yükselen Turgut Reis’in hikâyesi bir aşkla
tamamlanırken arka planda da Osmanlı tarihine ışık tutuyor.