Huckleberry
Finn’in Maceraları, uyumsuz Huck’ın kendi gibi bir kaçak olan siyahi dostu
Jim’le atıldığı maceraları anlatıyor. Büyük hiciv ustası Twain, Amerikan
edebiyatının en önemli eserlerinden biri sayılan romanında dönem Amerika’sını
güçlü bir şekilde yansıtırken, ırkçılığa karşı da sağlam bir eleştiri ortaya
koyuyor.
Büyük
romancı William Faulkner’ın "İlk gerçek Amerikan yazarıdır ve biz hepimiz
onun sadece varisleriyiz" dediği Amerikalı mizahçı, taşlama yazarı,
romancı ve eğitmen Mark Twain, Samuel Langhorne Clemens adıyla 30 Kasım 1835’te
Missouri eyaletinin Florida kentinde doğdu. Asıl adı Samuel Langhorne
Clemens'ti. Çiftçi olan babası öldüğünde Mark Twain, 11 yaşındaydı. İlk gençlik
yıllarında bir basımevinde çalıştı. 18 yaşına gelince New York'a gitti. Kentten
kente dolaştı. Daha sonra Mississippi'de buharlı gemilerde iş buldu. İç
savaştan sonra gazetelere mizah yazıları yazmaya başladı, gazete muhabirliği ve
dergi yazarlığı yaptı. “Tom Sawyer'ın Maceraları”, ve “Huckleberry Finn'in
Maceraları” adlı başyapıtlarını yazdıktan sonra Avrupa'da yaşamayı seçti.
Yeniden Amerika'ya döndükten bir süre sonra da 21 Nisan 1910'da
Connecticut'taki evinde öldü.
“Huckleberry Finn'in Maceraları” birçok eleştirmene göre Mark Twain’in başyapıtıdır ve çağdaş Amerikan edebiyatının ilk önemli eseridir.
Çeviren: Cihat
Taşçıoğlu